Kısa Kısa Süper Notlar

Mesut SELÇOK

Genel Başkan
Yönetici
Genel Başkan
Katılım
13 Eyl 2023
Mesajlar
281
Tepki puanı
206
Puanları
43
SÖZCÜKTE ANLAM
Tek Anlamlılık: Tek bir kavramı karşılayan, başka anlamlar kazanmayan sözcüklerdir.
ağaç, termometre, kiremit
Çok Anlamlılık: Bir sözcüğün temel anlamının yanında yeni kavramları da karşılayacak
durumda olmasıdır.

Dilek havuzuna para attık. (tutup fırlatmak)
Mahkemeyi iki ay sonraya attılar. (ertelemek)
Gerçek Anlam (Temel Anlam): Bir sözcüğün aklımıza gelen ilk anlamıdır, sözlük anlamıdır.
Yan Anlam: Bir sözcüğün temel anlamından tamamen uzaklaşmadan kazandığı yeni
anlamlardır.

Mecaz Anlam: Bir kelimenin gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı anlamdır.
1. Televizyon izlemekten gözlerim ağrıdı.
2. Anahtarları çekmecenin gözüne koydum.
3. Yıllardır gözümde tütüyorsun.
1. cümlede gerçek anlamda göz yani organ anlamında kullanılmıştır.
2. cümlede yan anlamda kullanılmıştır. Çekmecenin gözüyle açılıp kapanması açısından
benzerlik ilişkisi vardır.
3. cümlede mecaz anlamlıdır. Gerçek anlamla hiçbir ilgisi yoktur. Deyimler genelde mecaz
anlamlıdır.
Somut ve Soyut Sözcükler
Beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz varlıkları karşılayan sözcüklere
somut, beş duyu organımızla algılayamadığımız ama var olduğuna inandığımız kavramları
karşılayan sözcüklere soyut sözcükler denir.
somut: ev , kitap , ağaç , rüzgar , hava , koku...
soyut: hayal , sevinç , rüya , öfke , endişe...

**Somutlaştırma (Somutlama)
Soyut bir kavramı, somut bir sözcükle anlatmaktır. Benzetmeden yararlanılır.
Yine hayallerim suya düştü.
*Hayal kelimesi normalde soyut bir kavramdır ancak burada suya düşebilen somut bir
varlıkmış gibi anlatılmıştır. Yani somutlama yapılmıştır.
Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler: Yazılışları aynı anlamları farklı olan sözcüklerdir.
kır yüz dolu çay yol
Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler: Yazılışları farklı anlamları aynı olan sözcüklerdir.
konuk-misafir ıslak-yaş vatan-yurt hikaye-öykü
Zıt (Karşıt) Anlamlı Sözcükler: Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.
genç-ihtiyar açık-kapalı acı-tatlı gece-gündüz zor-kolay
***Olumsuzluk ,zıtlık değildir.
tatlı *Tatlı sözcüğünün zıttı acı, olumsuzu ise tatsızdır.
***Bazı sözcüklerin cümle içindeki kullanımlarına göre zıt anlamları değişebilir.
Ak akçe kara gün içindir.
*Bu cümlede "kara gün" kötü gün anlamında kullanılmıştır. Yani buradaki "kara" sözcüğünün
zıttı "beyaz" değil "iyi" olmalıdır.
Terim Anlamlı Sözcükler
Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüklerdir.
*Bilim, sanat, meslek dallarının isimleri terim değildir.
sıfat, özne, tümleç -Türkçe
açı, dörtgen- matematik
perde, suflör- tiyatro
Yansıma Sözcükler
Doğadaki seslerin taklit edilmesiyle oluşmuşlardır.
vızıltı pat güm güm şırıltı
***Ses taklidi olmayanlar yansıma sözcük değildir.
parıltı ışıltı
İkilemeler
güçlü kuvvetli, şan şöhret, sorgu sual (eş anlamlı sözcüklerin kullanılmasıyla oluşmuştur)
abuk sabuk, ıvır zıvır, eçiş bücüş (ikisi de anlamsız sözcüklerle oluşmuştur)
akıl fikir, yalan yanlış, eş dost (yakın anlamlı sözcüklerle oluşmuştur)
hızlı hızlı , yavaş yavaş, acı acı ( aynı sözcüğün tekrarı ile oluşmuştur)
eğri büğrü, çoluk çocuk, yırtık pırtık (biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerle oluşmuştur)
Nitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler
Sayılabilen, ölçülebilen özellikler nicelik; sayılamayan, ölçülemeyen özellikler nitelik bildirir.
üç kilo elma -nicelik
lezzetli elma- nitelik
Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler
Anlam olarak daha geniş kapsamlı olan sözcükler genel, anlamı daha dar kapsamlı olan
sözcükler özeldir.
varlık – canlı- bitki- çiçek- papatya (genelden özele)
kedi- hayvan-canlı-varlık (özelden genele)
Dolaylama
Bir sözcükle karşılanabilen bir kavramı birden çok sözcükle ifade etmektir.
Hayat arkadaşı (eş)
Ege’nin incisi (İzmir)
Bacasız sanayi (turizm)
Güzel Adlandırma
İnsanlarda olumsuz duygular uyandıran kelimeleri daha güzel kavramlarla anlatmaktır.
Son yolculuk (ölüm)
İşitme engelli (sağır)
Ad Aktarması
Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine kullanılması.
 Uçak az önce Ankara’ya iniş yaptı. (hava alanına )
 Bütün mahalle sabaha kadar uyumadı. (mahalledeki insanlar)
 Batı bu konuda uzlaşmaya varacağını bildirdi. (Batı'daki devlet adamları)
 Orhan Veli’yi mutlaka okumalısın. (şiirlerini)
Deyim Aktarmaları
Doğadan İnsana Aktarma
Sınavı kazandığını duyunca sevinçten havalara uçtu.
*Uçmak kuşlara ait bir özelliktir, insana aktarılmış.
İnsandan Doğaya Aktarma
Yaralı bir gemi, hırçın denizin dalgalarında kayboldu.
*Kişileştirme aynı zamanda insandan doğaya aktarmadır. Hırçın olmak insana ait bir
özelliktir, doğaya aktarılmış.
Doğadan Doğaya Aktarma
Karlar uçuşuyordu gecede, rüzgarlar uluyordu camlarda.
Uçmak kuşlara aittir karlara aktarılmış; ulumak köpeklere aittir, rüzgara aktarılmış. Hepsi
doğada olan şeylerdir, birbirlerine aktarılmış.
Duyular Arası Aktarma
Yumuşak sesiyle salondakileri büyüledi.
*Yumuşak dokunma duyusuyla ilgilidir, ses duyma ile ilgilidir. Yumuşak olmak sese
aktarılmış.
CÜMLEDE ANLAM
Öznel Anlatım: Doğruluğu veya yanlışlığı kişiden kişiye değişen, kanıtlanamayan yargıları
içeren cümlelerdir.
Nesnel Anlatım: Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, kanıtlanabilen
yargılardır.
İstanbul, tarihi ve doğal güzellikleriyle dünyanın en güzel şehirlerindendir.
*Güzellik kavramı kişiden kişiye değişebilir, özneldir.
Filmde olaylar bir kasabada geçiyor.
*Filmde olayların bir kasabada geçtiği değişmez bir gerçektir. Nesneldir.
Neden Sonuç ve Amaç Sonuç Cümleleri
*Bağlaçtan önceki yargı gerçekleşmişse neden-sonuç, henüz gerçekleşmemişse amaç-sonuç
cümlesidir.
*Bağlacın yerine "amacıyla" kelimesini koyabiliyorsak amaç sonuç, koyamıyorsak neden
sonuç cümlesidir.
**Neden sonuç cümleleri aynı zamanda gerekçeli yargılardır.
Para çekmek için bankaya gitti. (para çekmek henüz gerçeklememiş, amaç-sonuç)
(Para çekmek amacıyla bankaya gitti.)
Para çektiği için alışverişe gitti. (Para çekme işi gerçekleşmiş, neden-sonuç)
Koşul (Şart) Cümleleri
 Eylemin gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğu cümlelerdir.
 Ödevini bitirirsen oynamaya gidebilirsin.
 Yeterli çalışırsan sınavı kazanırsın.
Karşılaştırma Cümleleri
 Herhangi iki şey arasında karşılaştırma yapmaktır.
 Daha, en, ise gibi kelimelerle oluşturulur.
 Yağmur denizden daha çalışkan bir öğrencidir.
Doğrudan ve Dolaylı Anlatım
 Doğrudan anlatım bir kişinin, başkasının sözlerini hiç değiştirmeden aynen
aktarmasıdır.
 Dolaylı anlatım ise bir kişinin başkasının sözlerini kendi ifadeleriyle anlatmasıdır.
 Babam bana “Annen ve ben Konya’nın bir ilçesinde doğup büyüdük.” dedi. (doğrudan
anlatım)
 Babam bana, annem ve kendisinin Konya’nın bir ilçesinde doğup büyüdüklerini
söyledi. (dolaylı anlatım)
Sitem ve Yakınma Cümleleri
 Bir kişiye olan dargınlığı kırgınlığı öfkelenmeden belirtmeye sitem denir.
 Bir şeyden şikayet etmeye yakınma denir.
 Dün yüzüme bile bakmadan gittin. (sitem)
 Her gün bu evi temizlemekten bıktım. (yakınma)
Tanım Cümlesi
 Bu nedir sorusunun cevabını veren cümlelerdir.
 Öznel veya nesnel olabilir.
 Şiir gönülden gönüle ulaşan bir köprüdür.
 Kanguru arka ayakları üzerinde sıçrayabilen otçul, keseli bir hayvandır.
İçerik ve Üslup
 İçerik bir yazının konusunu bir şiirin temasını yani eserde nelerden söz edildiğini
anlatan cümlelerdir.
 Üslup bir konunun yazar tarafından nasıl anlatıldığıdır.
 Dilinin ağır sade veya akıcı olması, anlatımının sanatlı süslü yada açık olması,
kullandığı cümlelerin uzun kısa düz devrik olması gibi ifadeler üslup belirten
cümlelerdir.
 Yazar bu eserinde eşini kaybeden iki çocuklu genç bir bayanın hayat mücadelesini ele
almış. (içerik)
 Yazar romanında halk söyleyişlerinden ve deyimlerden sıkça yararlanmış. (üslup)
Varsayım
 Henüz gerçekleşmemiş bir olayı olmuş gibi hayal etmektir.
 Farz edelim ki seni de çağırdılar, gider misin?
 Tut ki bir gün dünyayı geziyorsun.
Tahmin (Sezgi)
 Akla veya verilere dayanarak bir olayın olup olmayacağını önceden kestirmeye
çalışmaktır.
 Senin bu konuyu çabuk anlayacağını sanıyorum.
 Birinciliği bizim okulun alacağını tahmin ediyorum.
Olasılık (ihtimal)
 Gerçekleşmesi kesin olmayan bir olayın veya durumun gerçekleşmesinin olabilirlik
durumudur.
 Belki toplantıdan sonra eve gideriz.
 Akşama işleri biterse bize gelebilir.
Pişmanlık ve Hayıflanma Cümleleri
 Pişmanlık geçmişte yapılmış olan bir şeyden duyulan üzüntü, hayıflanma ise fırsat
varken yapılmamış olan bir şeyden duyulan üzüntüdür.
 Keşke ona o kadar kötü sözler söylemeseydim. (pişmanlık)
 Keşke emekli ikramiyemi aldığımda ev alsaydım. (hayıflanma)
Ön Yargı Cümleleri
 Henüz gerçekleşmemiş bir olay veya durumun nasıl sonuçlanacağıyla ilgili olumlu
yada olumsuz hüküm veren cümleleridir.
 Eminim yine sınavı kazanamayacak.
 Biliyorum benim oğlum dişçiliği kazanacak.
Kanıksama ve Yadsıma Cümleleri
 Kanıksama bir şeyin çok duyulması çok tekrarlanması sebebiyle ondan etkilenmez
hale gelmektir.
 Halk benzine zam gelmesine artık tepki göstermiyor.
 Yadsıma; inkar etme, kabul etmeme demektir
 Yok canım uyumuyorum, sadece gözlerimi dinlendiriyorum.
Küçümseme ve Azımsama Cümleleri
 Bir şeye değer vermeyip onu küçük görmek küçümsemek, bir şeyi miktar olarak az
bulmak azımsamaktır.
 Yoksa o sınavı kazanabileceğini mi sanıyor. (küçümseme)
 Bu kadar parayla ne alabileceğini sanıyorsun? (azımsama)
Beklenti ve Gerçekleşmemiş Beklenti
 Sınavdan iyi bir puan alacağını umuyor. (beklenti)
 Sınavdan iyi bir puan alacağını umuyordu. (gerçekleşmemiş beklenti)
PARÇADA ANLAM (PARAGRAF)
PARAGRAFTA KONU
"Bu parçada ne anlatılıyor?" sorusunun cevabını verir. Yazarın ele aldığı, üzerinde durduğu
kavram,olay ya da nesnedir. Cümle biçiminde değildir.
Soru tipleri:
 Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
 Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?
 Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmaktadır?
 Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisinden yakınılmaktadır.
 Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir.
**Başlık, konunun özetidir.
PARAGRAFTA ANA DÜŞÜNCE
Paragrafta, yazarın okuyucuya vermek istediği mesaj, yazıyı yazma amacı ana düşünceyi
verir. Paragrafa sorulan “Yazarın vermek istediği mesaj nedir, yazar niçin anlatıyor?”
sorularının cevabıdır. Cümle biçimindedir.
Soru Tipleri:
 Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
 Bu paragrafta anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
 Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
 Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı hangisidir?
 Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
Ana düşünceyi açıklayan, destekleyen, kanıtlayan diğer cümleler yardımcı düşüncelerdir.
Yardımcı düşünceler aynı zamanda konunun sınırlarını belirler. Bir parçada birden fazla
yardımcı düşünce vardır.
Soru Tipleri:
 Paragrafta aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?
 Parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
 Paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
 Parçada kendisinden bahsedilen kişi için hangisi söylenemez?
 Parçada aşağıdakilerin hangisinde değinilmemiştir?
PARAGRAFIN YAPISI
Giriş Bölümü
Paragrafın genellikle ilk cümlesidir.Parçanın "tanıtım" cümlesidir, diyebiliriz. Giriş
cümlesinde, kendisinden önce bir cümle olduğunu düşündürecek kelimeler, bağlaç ve edatlar
bulunmaz.
 Geçmişten yararlanarak geleceğe ışık tutabiliriz. (Giriş cümlesi olabilir.)
 Bu yazar da anlattıklarını gerçek hayattan aldığını söylüyor. (Giriş cümlesi olamaz.)
 Bu olay çağımızın en önemli olayıdır. (Giriş cümlesi olamaz.)
 Gençliği iyiye yönelten, insanlığı iyiye yöneltir. (Giriş cümlesi olabilir.)
Gelişme Bölümü
Düşüncenin geliştirilmesi amacıyla kurulan cümlelerden oluşur. Bu bölümde düşünceyi
geliştirme yollarından yararlanılır (benzetme, tanık gösterme, karşılaştırma vb.) Gelişme
bölümündeki cümleler birbiriyle anlam ve dil bilgisi kuraları açısından bağlı olmalı, birbirini
tamamlar nitelikte olmalıdır.
Sonuç Bölümü
Düşüncelerin bir sonuca bağlandığı, anlatılanların özetlendiği bölümdür.
ANLATIM BİÇİMLERİ
AÇIKLAMA
*Bilgi verme amaçlı yazılardır.
*Açık bir üslup, yalın bir dil kullanılır.
*Tanımlama,karşılaştırma ve örneklerden yararlanılır.
*Ansiklopedi, sözlük dili kullanılır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman,
hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile
tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal
konulara yönelmiştir.
TARTIŞMA
*Okuyucunun düşüncelerini değiştirmeyi amaçlar.
*Bir düşünceye karşı çıkma ve düşünceyi ispatlamaya çalışma vardır.
*Soru cümleleri sıkça kullanılır.
Yazının başlığı “Doğa mı, Endüstri mi?” de olabilirdi. Bir yeğleme söz konusu olsaydı
hangisini seçerdiniz siz? Bana sorulsa, “Doğa” derdim hiç duraksamadan. Tutuculuk mu bu?
Böyle düşünenler de çıkabilir. Endüstrileşmeye karşı çıkmıyorum ben, endüstrinin doğa
zararına gelişmesine karşı çıkmıyorum. Buna tutuculuk diyeceklerse varsın desinler.
BETİMLEME
*Amaç anlatılanları okuyucunun gözünde canlandırmaktır.
*Sözcüklerle resim yapmaktır.
*Duyularla ilgili ayrıntılardan yararlanır.
Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu
gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler
içinde gökle birleşiyordu. Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini sayılamayacak kadar
çok, her biri başka renk ve biçimde, irili ufaklı dağlar ve tepeler çeviriyordu.
ÖYKÜLEME
* Bir olay ya da durumu; yer,zaman ve kişiler çerçevesinde anlatır.
***Betimlemeyi bir fotoğraf karesine, öykülemeyi kamera kaydına benzetebiliriz.
Betimlemede bir fotoğrafta görülebilecek görseller tarif edilir: Yağmur yağıyordu, yeşil bir
ormandı, kırmızı çizmeleri vardı... Öykülemede ise bir video görüntüsü gibi zaman ilerler,
kişiler konuşur ya da hareket eder, olaylar vardır.
***Öykülemenin içinde betimleme yer alabilir.
Nuran’ın gitmesiyle zihni hayatı durmuş gibiydi. Sanki genç kadın bu mazi rüyasının
bütün canlı ve güzel taraflarını beraberinde götürmüş, yerinde tıpkı Mümtaz’ın hayatı gibi bir
kül yığını kalmıştı. O kadar dikkatle hazırladığı, beraberinde yaşadığı kahramanlar, bir daha
dirilmelerine imkân olmayan gölgeler, sıska ve cansız kuklalar olmuşlardı.
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
Tanımlama
 “Bu nedir?” sorusunun cevabını veriyorsa tanım cümlesidir.
 Öznel ya da nesnel olabilir.
 İnsan beyninin dayanağıdır kitap.Önce kültür birikiminin saklayıcısı,sonra yaşanan
kuşakların oluş halindeki düşünce, duyuş ve görüşlerinin yayılmasını sağlayan araçtır.
Karşılaştırma
 En az iki varlığın,kavramın ya da düşüncenin benzerliklerini ve karşıtlıklarını ortaya
koymaktır.
 Karşılaştırma paragraflarında genellikle “ise, de, gibi, kadar, en” gibi sözcükler
kullanılır.
 Bir romanın kitap olarak okunması ile filminin izlenmesi arasında büyük farklar
oluyor.
Örneklendirme (Örnekleme)
 Ana düşünceyi belirginleştirmek için konuyla İlgili örnek vermektir.
 Renklerin insan psikolojisi üzerinde bazı etkileri olduğu belirlenmiştir. Örneğin beyaz,
açık sarı insanı dinlendirir; pembe, mavi canlandırır; mor, kahverengi gibi koyu
renkler yorar, karamsarlaştırır.
Tanık Gösterme (Alıntılama)
 Savunulan görüşün desteklenmesi için alanında yetkin kişilerin görüşlerinden alıntı
yapmaktır.
 Jan Paul Sartre şöyle der: "İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için yazardır." Bu
görüşe katılmamak mümkün mü? Söz sanatçısı dediğin, herkesin söylemek isteyip de
söyleyemediği sözleri, kendine özgü biçimler arasından seçerek söyleyivermeli ve
okuyucuya : "Benim söylemek istediğimden daha güzel" dedirtmeli.
Benzetme
o Anlatıma güzellik ve güç katmak için aralarında anlam ilgisi bulunan iki varlık
ya da kavramın yakıştırılmasıdır.
o Genellikle “gibi, sanki, andırıyor, tıpkı” gibi ifadelere yer verilir.
o Ovadan bakınca çelikten dev bir testere ağzını andıran tepeler, yaz kış
ışıldıyordu.
o Bembeyaz bulutlar pamuk tarlalarını andırıyordu.
Sayısal Verilerden Yararlanma
Bir düşünceyi kanıtlayabilmek için anlatılanlarla ilgili istatistiksel bilgileri, anketleri,
araştırmaları, sayısal verileri yazı içinde aktarmaktır.
Son yıllarda, zarar gören orman alanları hızla genişlemiştir. Örneğin,1982’de Almanya’daki
ormanların % 8’i çevre kirliliğinden etkilenmişken bu rakam 1984’te % 50’ye yükselmiştir.
SÖZCÜK TÜRLERİ
İsimler (Adlar)
Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.
Özel İsimler
Özel adlar, benzerleri bulunmayan, yaratılışta tek olan varlıklara verilen adlardır.
Kişi adları: Köroğlu, Ali, Aslı...
Hayvan Adları: Pamuk, Karabaş, Tekir...
Yer Adları: Karadeniz, Muğla, Gaziantep...
Dil,din adları: Türkçe, Müslümanlık...
Ulus adları: Türkler, Araplar, İngilizler...
Ülke adları: Türkiye, Almanya, İngiltere...
Kitap,dergi,gazete adları: Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Türk Dili dergisi ,
Cadde,sokak,apartman adları: Atatürk Bulvarı, Koza Sokak, Sevgi Apartmanı...
Kurum,dernek, okul vb. adları: Türk Dil Kurumu, Kızılay, Atatürk Lisesi...
Coğrafya ile ilgili gezegen, kıta,bölge,ova,dağ,deniz,göl,nehir adları: Mars,
Avrupa,Anadolu,Gediz Ovası,Ağrı Dağı, Van Gölü, Kızılırmak...
Cins İsimler (Tür Adları)
Aynı türden olan canlı cansız bütün varlık ve kavramlara verilen ortak adlardır.
Hayvan, bitki adları: kedi, köpek, elma, ağaç...
Araç adları: çekiç, iğne, tarak...
Akrabalık adları: anne, baba, dayı...
Organ adları: baş, gövde, kalp,ayak...
Giyecek,yiyecek, içecek adları: gömlek, armut, zeytin, su...
Renk adları: siyah, sarı, mavi...
Tekil İsimler
Sayıca tek bir varlığı karşılayan adlardır.
ev,ağaç,çocuk,kitap,güneş...
Çoğul Ad
Sayıca birden çok varlığı karşılayan adlardır. Adlara “-lar, -ler” çokluk eki getirilerek
yapılır.
ağaçlar, evler, çocuklar
Topluluk Adı
Biçim bakımından tekil olduğu hâlde anlamca topluluk kavramı taşıyan adlardır.
*millet,ordu,kafile,halk,orman,sürü...
Somut Adlar
Duyu organlarımızla görüp kavrayabildiğimiz ve tabiatta madde olarak var olan gerçek
nesne ve varlıkların adlarıdır.
insan,ağaç,rüzgar,kedi...
Soyut Adlar
Görünürde madde olarak var olmayan, duyu organlarımızla kavranamayan, ancak
düşüncelerimizde var olan kavramlara karşılık olan adlardır.
düşünce,bilgi,hayal,öfke,sevgi...
İSİM TAMLAMALARI
Belirtili İsim Tamlaması
Tamlayanın “-in” ilgi ekini tamlananın da “-i, si” 3.tekil kişi iyelik ekini aldığı
tamlamalardır.
*tamlayan (ın) tamlanan (ı)
İstanbul'un baharı
çimenin yeşili
Belirtisiz İsim Tamlaması
Tamlayanı yalın halde bulunan, tamlananı 3.kişi iyelik ekini alan tamlamalardır.
tamlayan ( ) tamlanan (i)
yağmur kokusu
pencere kenarı
Takısız İsim Tamlaması
Tamlayan ve tamlananın, tamlama ekleri almadan oluşturdukları isim tamlamasıdır. Bu
tür tamlamalarda tamlayan, tamlananın neyden yapıldığını anlatır.
İyi insan ( insan iyiden yapılmamış,sıfat tamlaması)
Demir kapı ( kapı demirden yapılmış, takısız isim tamlaması)
tahta masa
ipek eldiven
pamuk yorgan
Zincirleme İsim Tamlaması
Birden çok isim tamlamasının iç içe geçmesiyle oluşur.
belediye otobüsünün rengi
Türkiye'nin eğitim sorunları
köyün kaynak suyu
ZAMİRLER
Kişi (Şahıs) Zamirleri
*ben, sen, o,biz, siz, onlar
Not: Ek alabilirler: bana, sana, bize, ondan, onları…
İşaret Zamirleri
*Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, buraya, şuraya, oraya, burası, şurası, orası, öteki…
Not: “O“ ve “onlar” sözcükleri hem işaret hem de kişi zamiri olarak kullanılabilirler. Bu
kelimeler insan isminin yerini tutuyorsa şahıs zamiri, insan dışı varlıkların yerini
tutuyorsa işaret zamiridir.
Not: Bu, şu, o” sözcükleri bir isimden önce kullanılıyor, o ismi etkiliyorsa bu sözcükler
zamir olmaktan çıkar, işaret sıfatı olurlar.
Belgisiz Zamirler
*Bazıları, biri, kimi, hepsi, herkes, kimse, birçoğu, birkaçı, şey…
Soru Zamirleri
*Ne, kim, kimi, hangisi, kaçı, nereye, nerede, nereden…
Dönüşlülük Zamiri
*kendi (kendim,kendin,kendisi,kendimiz)
SIFATLAR
Niteleme Sıfatları
*İsme sorulan nasıl sorusunun cevabıdır.
kırmızı ev
görkemli çınar
çalışkan çocuk
kara bulutlar
kurumuş yapraklar…
Belirtme Sıfatları
İşaret Sıfatları (Hangi?)
*bu ev
şu araba
o köy
öteki adam
Belgisiz Sıfatlar
*bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi…
Sayı Sıfatları
Asıl Sayı Sıfatları (Kaç?)
*iki ekmek, yedi soru, altı kişi
Sıra Sayı Sıfatları (Kaçıncı?)
*birinci soru, üçüncü kat, dördüncü kişi
Üleştirme Sayı Sıfatları (Kaçar?)
*üçer kişi, altışar elma, onar soru
Kesir Sayı Sıfatları
*%90 başarı, yarım ekmek, çeyrek altın
Soru Sıfatları
*nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne…
**hangi ev kaç kişi nasıl araba
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
Durum Zarfları
*Fiile ve fiilimsiye sorulan “nasıl” sorusunun cevabıdır.
*Hızlı koşan yarışmacı herkesi geçti.
*Ağır ağır yürüyordu.
Yer-Yön Zarfları
Not: Her zaman yalın halde bulunur.
Yukarı çıktım.
Dışarı gitti.
Dışarıya gitti. ( hal eki aldığı için zarf değildir, isimleşmiştir)
Nicelik (Miktar, Azlık-Çokluk) Zarfları (Ne Kadar?)
Oldukça başarılıdır.
Çok yorulmuş.
Çok güzel bir kitap okudum.
Soru Zarfları
Nasıl konuşur?
Neden gelmedin?
Niçin gelmiyor?
Ne zaman gidecek?
SÖZCÜKTE YAPI
Kök: Sözcüğün anlamlı en küçük parçasıdır.
İsim Kökü: -mek, mak ekini alamaz (av,ev,su,çocuk)
Fiil Kökü:-mek,-mak ekini alabilir (oku-, ara-, gör-)
Gövde: Sözcüğün en az bir yapım eki almış halidir.
*sev-gi-li
göz-lük
çalış-kan
Basit Sözcük
Yapım eki almamış sözcüktür. Çekim eki alabilir.
oku-yor-du
ev-imiz-de
Türemiş Sözcük:
En az bir yapım eki almış sözcüktür.
av-cı-lık
su-laBirleşik Sözcük
En az iki sözcüğün birleşmesinden oluşur.
buzdolabı
imambayıldı
ayakkabı
hanımeli
Birleşik Fiiller
Yardımcı Fiillerle Kurulan Birleşik Fiiller
terk ethissetkaybolyardım etAnlamca Kalıplaşmış Birleşik Fiiller
göze girmek
küplere binmek
ağzında bakla ıslanmamak
Kurallı Birleşik Fiiller
Tezlik Fiili (-ivermek)
*geliversin, yapıverdim
Yeterlilik Fiili (-ebilmek)
*kazanabilirim, okuyabilir
Sürerlik Fiili (-egelmek, -ekalmak, -edurmak)
*bakakaldım, gidedurun, süregelmiş
Yaklaşma Fiili (-eyazmak)
*düşeyazdım, öleyazdı
EKLER
Çekim Ekleri
İsim Çekim Ekleri
1-Hal (durum) Ekleri
Belirtme Hal Eki: -i
Yönelme Hal Eki: -e
Bulunma Hal Eki: -de
Ayrılma (Çıkma) Hal Eki: -den
2-Çoğul (Çokluk) Eki: -lar
3-İyelik Ekleri: -ım,-ın,-ı,-ımız,-ınız,-ınları
4-İlgi Ekleri(Tamlayan Eki): -ın, -in, -un, -ün
Fiil Çekim Ekleri
Haber (Bildirme) Kipleri
Görülen Geçmiş Zaman (-di’li): –di
Duyulan Geçmiş Zaman (-miş’li, Öğrenilen)- -miş
Şimdiki Zaman: -yor
Gelecek Zaman: -ecek
Geniş Zaman: -r
Dilek (Tasarlama) Kipleri
İstek Kipi :-e,-a
Dilek Şart Kipi: -se,-sa
Gereklilik Kipi: -meli, -malı
Emir Kipi: -
Yapım Ekleri
İsimden İsim Yapım Eki
tuz-lu
yaz-lık
av-cı
İsimden Fiil Yapım Eki
yaş-asu-laaz-alFiilden Fiil Yapım Ekleri
oku-tsev-ingül-dürFiilden İsim Yapım Ekleri
sev-gi
bak-ım
yaz-ı
CÜMLE TÜRLERİ
Anlamlarına Göre Cümleler
Olumlu: Ben de orayı gördüm.
Olumsuz: Ben orayı hiç görmedim.
Yüklemin Türüne Göre Cümleler
İsim Cümlesi: Bu kitaptan bende yok.
Fiil Cümlesi: Sınava iyi hazırlandım.
Yüklemin Yerine Göre Cümleler
Kurallı Cümle: Soruların hepsini çözdüm.
Devrik Cümle: Bıktım artık senden.
Yapılarına Göre Cümleler
Basit Cümle:İçinde fiilimsi olmayan , tek yüklemli cümleler.
Onunla dün tanıştık.
Birleşik Cümle
Girişik Birleşik Cümle: İçinde fiilimsi olan cümle.
Artık gelen giden yok.
İç İçe Birleşik Cümle: Cümle içinde cümle.
“Seni her zaman yanımda görmek istiyorum.“ cümlesiyle beni mutlu etti.
Hemen eve gel, dedi.
Ki’li Birleşik Cümle: İki tane yüklemi olan, yüklemleri birbirine “ki” bağlacı ile bağlanan
cümlelerdir.
Görüyorum ki işi bitirmemişsin.
Şartlı Birleşik Cümle:
O gelirse biz de geliriz.
EDAT-BAĞLAÇ
Her Zaman Edat Olanlar:
için, mi, gibi ,kadar
Bazen Edat Olanlar:
ancak, yalnız, bir, tek (bunların yerine SADECE kelimesi gelebilirse edattır)
Her Zaman Bağlaç Olanlar:
ve, çünkü, ama, fakat, de, ki (de, ki ayrı yazıldığında)
Bazen Bağlaç Olanlar:
ancak, yalnız (bunların yerine AMA kelimesi gelebilirse bağlaçtır)
*”ile” yerine “ve” kullanılabilirse bağlaçtır, kullanılamazsa edattır.
CÜMLENİN ÖĞELERİ
*Ögeler bulunurken önce temel ögeleri (yüklem, özne), daha sonra yardımcı ögeleri
(nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci) bulmamız gerekir.
*Bütün soruları daima yükleme sorarız, başka bir öğeye soru soramayız.
Öğeleri bulmak için yükleme sorulan sorular:
Özne: kim, ne
Nesne: neyi, kimi, ne
Dolaylı Tümleç: kime, kimde, kimden, neye, neyde, neyden, nereye, nerede, nereden
Zarf Tümleci: ne zaman, ne kadar, niçin, nasıl
Edat Tümleci: ne ile, kimin ile
FİİLDE ÇATI
Öznesine Göre
Etken - : Annem saçlarını taradı. (çatı eki yok, özne tarama işini kendi yapıyor)
Edilgen (l,n) : Bebeğin saçları tarandı. (çatı eki var, bebek yani özne tarama işini kendi
yapmıyor, başkası tarafından yapılıyor, sözde özne var)
Dönüşlü (l,n):Saçlarımı açmak için saatlerce tarandım.(yine çatı eki var ama tarama işini özne
kendi yapıyor, özne gerçek)
İşteş (ş, leş): Kuşlar cıvıldaşıyor. (birlikte)
Dün onunla karşılaştık. (karşılıklı)
Nesnesine Göre
Geçişli (neyi kimi sorularına cevap verebilen): toplamak, okumak, yazmak…
Geçişsiz (neyi kimi sorularına cevap veremeyen): gülmek, gitmek, başlamak…
Oldurgan (t,r,tır) (geçişsizken geçişli olanlar): gül-dür- , ağla-tEttirgen (t,r,tır)(geçişliyken tekrar geçişli olanlar):aç-tır-, oku-tFİİLİMSİLER
İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER)
Ekleri: –mak, -mek , -ış, -iş, -uş, -üş, -ma, -me (ma-y-ış-mak)
*Onunla akşamları yürüyüşe çıkardık.
*Çok çalışmak gerekiyor.
**İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler, isim- fiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı
bir nesne ya da kavram adı olabilir. Bunlar artık fiilimsi değildir.
*Kaymak, çakmak, dondurma, kavurma, dolma, gözleme, bağış…
SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)
Ekleri:–an, -en, -ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük , -
ecek, -acak, -miş, -mış, -muş, (an-ası mez-ar dik-ecek-miş)
 İşleyen demir pas tutmaz.
 O öpülesi eller beni büyüttü.
ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM):
Ekleri: -ınca, – dıkça, – dığında, -ken , -r… -mez, -alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp
Ben gidince seni ararım.
Beni böyle bırakıp gidemezsin.
O eve varmadan biz orda olmalıyız.
EK FİİL (EK EYLEM)
"i-mek" fiilidir.
Ekeylemin iki görevi vardır:
1- İsim soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapmak
2- Basit zamanlı fiillere (bir zaman eki almış fiillere) gelerek onları birleşik zamanlı fiil yapmak
İsim soylu sözcüklere gelerek onları yüklem yapmak:
a- Ekeylemin di'li geçmiş zaman çekimi : idi
Çalışkan bir öğrenciydin. öğrenci-idi-n
b-Ekeylemin miş'li geçmiş zaman çekimi : imiş
Çocukken çok yaramazmışım. yaramaz-imiş-im
c- Ekeylemin geniş zaman çekimi : -i'nin yerine şahıs ekleri ekeylem görevi üstlenir.
Ben bir öğretmenim.
öğretmen-im
öğretmen-sin
öğretmen-dir (Genellikle düşer.) - O bir öğretmen.
öğretmen-iz
öğretmen-siniz
öğretmen-dirler

d- Ekeylemin şart çekimi : Ekeylemin şartı diğerlerinde olduğu gibi eklendiği sözcüğü yüklem
yapmaz, ona şart anlamı katarak yükleme bağlar.
Hastaysan okula gitme. hasta-ise-n
Basit zamanlı fiillere gelerek onları birleşik zamanlı fiil yapmak:
Birleşik Zamanlı Fiiller: En az iki zaman eki almış olan fiillerdir.
a- Rivayet Birleşik Zamanı (-i + miş)
uyuyormuş uyu-yor-i-miş (şimdiki zamanın rivayeti)
çalışırmış (geniş zamanın rivayeti)
uyuyacakmış (gelecek zamanın rivayeti)
b- Hikâye Birleşik Zamanı (-i + di)
uyuyordu uyu-yor-i-di (şimdiki zamanın hikâyesi)
uyurdu (geniş zamanın hikâyesi)
gelmişti (miş'li geçmiş zamanın hikâyesi)
c- Şart Birleşik Zamanı
uyuyorsa uyu-yor-i-se (şimdiki zamanın şartı)
gelirse (geniş zamanın şartı)
gidecekse (gelecek zamanın şartı)
ANLATIM BOZUKLUĞU
ANLAMLA İLGİLİ YANLIŞLAR
1-Gereksiz Sözcük Kullanımı
*Aynı anlama gelen sözcüklerin bir cümlede kullanılmasıdır. “Duruluk” ilkesi ile
ilgilidir.
Kadın makyajını tazelemek için dudak rujunu çantasından aldı.
Bir insan istekli ve arzulu ise her şeyi başarabilir.
Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok,seni duyabiliyorum.
2-Anlamca Çelişen Sözcüklerin Birlikte Kullanılması
*Anlam olarak birbirine ters düşen kelimelerin aynı cümlede kullanılmasıdır.
*Karşıt sözcüklerin birbiri ile kullanılması değildir, anlam karışıklığı oluşması gerekir.
Bu saate kadar kesin işe gitmiş olabilir.
Dağcılar yaklaşık olarak tam on saat tırmandılar.
3-Mantık Hatası
*Cümlede olaylar veya durumlar sıralanırken hata yapılmasıdır.
 Doktor, adamın ölebileceğini hatta sakat kalabileceğini söyledi. (Ölmek sakat kalmaktan daha
kötüdür, "sakat kalabileceğini hatta ölebileceğini" olmalıydı.)
 İnsanlar değil üç gün, bir hafta bile susuz yaşayamaz. ("Değil bir hafta, üç gün bile"
olmalıydı.)
4-Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Anlamca ya da yazım açısından yakın olan sözcüklerin birbirinin yerine kullanılmasıdır.
 Hatıra ormanı için çok sayıda çam fidanı ekildi. (Çam ekilmez dikilir.)
 Spor yapması istediği kiloya düşmesine yol açtı. (Yol açtı olumsuz anlamlıdır, sağladı
olmalı.)
5- Anlam Belirsizliği
*Açıklık ilkesine ters düşer.
 Okula her gün ondan önce gitmelisin. (Saat ondan önce mi, o kişiden önce mi)
 Patron, işçilerden birisi kendisine zarar verebilir diye, iş yerinde tehlikeli aletleri kullanmayı
yasakladı. (Patron işçilerin kendisine (patrona) zarar vermesinden mi yoksa işçilerin
kendilerine (içşilere) zarar vermesinden mi korkuyor)
 Son yıllarda kardeşini hiç görmedim. (Onun kardeşi mi senin kardeşin mi)
6-Deyimlerin Yanlış Kullanılması
 Birden karşıma çıkınca ayaklarımın bağı çözüldü. (dizlerimin bağı çözüldü)
 Ne yaparsa en güzelini yapar, her şeyi eline yüzüne bulaştırırdı.
 Sevinçten etekleri tutuşmuştu.
 Haydi şimdi seç pirincin taşını. (ayıkla pirincin taşını)
Dil Bilgisi ile İlgili Yanlışlar
Özne Eksikliği
*Sıralı cümlelerde aynı yükleme bağlanan cümlelerin öznesi ortaktır. Bu durumda öznenin
eksik kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
 Öğrencilerin hiçbiri ders çalışmadı, bütün gün dışarıda oynadı.
 (Öğrencilerin hiçbiri ders çalışmadı, öğrenciler bütün gün dışarıda oynadı. )
 Kimse bir şey demiyor, onu dinliyordu.
 (Kimse bir şey demiyor, herkes onu dinliyordu.)
Nesne Eksikliği
Balıkların pullarını temizledi,tavaya koydu.
(Balıkların pullarını temizledi, balıkları tavaya koydu. )
Ona hem çok kızıyor hem de seviyordu.
(Ona hem çok kızıyor hem de onu seviyordu.)
Tümleç Eksikliği
 Bu çeşmenin suyu insanı kendine getirir, sağlık verir.
 (Bu çeşmenin suyu insanı kendine getirir, insana sağlık verir.)
 Çocuğun içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
 (Çocuğun içeri girmesiyle içeriden çıkması bir oldu.)
 Onu seviyordu ancak kızıyordu.
 (Onu seviyordu ancak ona kızıyordu.)
Yüklem Yanlışları
 Kimi zaman kitap okuyorum, kimi zaman müzik. (dinliyorum)
 Her sabah çay,peynir,ekmek,yumurta yerim. (içerim, yerim)
 Bu evden ayrılmak, burada yaşamak istemiyorum. (ayrılmak istiyorum)
Özne-Yüklem Uyumsuzluğu
Tekillik-Çoğulluk Bakımından Uyuşmazlık
*Bir cümlenin öznesi insansa yüklem tekil ya da çoğul olabilir, insan dışında bir varlıksa
yüklem daima tekil olur.
 Öğrenciler sınıflara girdiler.
 O, bütün gün ders çalıştı.
 Zamirler, isimlerin yerine kullanılır.
*Kişileştirme yapılmışsa yüklem, tekil de çoğul da olabili
 Sevimli kediler selamlaştılar.
 Kurbağalar şarkı söylüyorlardı.
*Özne belgisiz zamir ya da belgisiz sıfat olursa yüklem tekil olur.
 Herkes onu destekliyor.
 Bazıları bu konuyu bilmiyor.
*Özne çoğul sayılardan oluşuyorsa yüklem tekil olur.
 Üç öğrenci sınıfa geç geldi.
 İki kişi sınava giremedi.
*Topluluk isimleri çoğul eki almadan özne olduğunda yüklem tekil olur. Topluluk isimleri
çoğul eki alarak özne olduğunda yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Takım sahaya çıktı.
Takımlar sahaya çıktılar.
Çatı Uyumsuzluğu
 Çözülemeyen sorular olursa, bana sorabilirsiniz.
 Bir hafta istirahat edilirse hasta iyileşir.
 Aniden kapı açılıp içeri bir çocuk girdi.
Tamlama Yanlışları
 Bu ülke ekonomik ve sağlık açısından oldukça gelişmiş.
 Bu roman sanat ve yapısal yönden çok kaliteli.
 Evini zor şartlarda yaptırmış, içini döşeyememişti.
YAZIM KURALLARI
BÜYÜK HARFLERİN YAZIMI
*Bitmiş cümleler büyük harfle başlar.
İnanmak, başarmanın yarısıdır.
* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar.
Tolstoy, “Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir.” demiştir.
*Özel isimler büyük harfler başlar.
Orhan Veli Kanık Türkiye Cumhuriyeti
Mehmet Budizm
Boncuk Merkür
Türkçe İngiliz
Almanca Selçuklular
* Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar.
Türklük İzmirli
Avrupalı Müslümanlık
*Deniz, nehir, göl, dağ vb. isimleri büyük harfle başlar.
Ağrı Dağı Çanakkale Boğazı
Ege Denizi Van Gölü
* Cadde, sokak,mahalle, meydan, bulvar ,isimleri büyük harfle başlar.
Cumhuriyet Mahallesi
Yıldız Sokağı
Zafer Meydanı
** Özel isme dahil olmayan il, ilçe, bucak,belde,köy vb. isimleri küçük harfle başlar.
Muğla ili, Dalaman ilçesi, Zaferler köyü
*Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları,lakaplar,
takma isimler büyük harfle başlar:
Kaymakam Erol Bey
Dr. Kemal Çalış
Sayın Prof. Dr. Hasan Eren
Mustafa Efendi
Zeynep Hanım
**Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar.
 Gülay abla
 Ayşe teyze
**Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar
 Baba Gündüz Gül Baba
 Nene Hatun Susuz Dede
**Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamındaysa büyük harfle, gezegen anlamı
dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar.
Ay, Dünya’nın uydusudur.
Bugün dünyayı gezdim ama onu bulamadım.
*Milli , dini bayram adları büyük harfle başlar. Özel günlerin isimleri de büyük harfle
başlar.
Çocuklar için Ramazan Bayramı çok güzeldir.
Öğretmenler Günü’nde öğretmeninize çiçek götürdünüz mü?
*Çağ, dönem, tarihi olay adları büyük harfle başlar.
İstanbul’un Fethi ile birlikte Osmanlı yeni bir döneme girdi.
İnsanlar İlk Çağ’da mağaralarda yaşamıştır.
Unvan isimleri özel bir adın yerini tutuyorsa büyük, tutmuyorsa küçük harfle başlar.
Bugün Kaymakam ilçemize gelecek.
Üniversitede profesör olmak istiyormuş.
*Yer bildiren özel adlarda kısaltmalı söyleyiş varsa büyük harfle başlar:
Dün akşam Boğaz’a vuran ışıkları seyrettik.
* Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Türk Dil Kurumu
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Devlet Malzeme Ofisi
Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük
harfle başlar.
Nutuk
Safahat
Sinekli Bakkal
**Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk
harfleri büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü
soru eki küçük harfle yazılır. Tamamı büyük yazılırsa bunlar da büyük yazılır.
Mai ve Siyah
Suç ve Ceza
Leyla ile Mecnun
*Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle
başlar.
Antep fıstığı
Brüksel lahanası
Maraş dondurması
TARİHLERİN YAZIMI
* Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar
21 Mayıs 1982 Perşembe günü
Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.
*Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar.
Okullar eylülün ikinci haftasında öğretime başlıyor.
Kurul toplantılarını perşembe günleri yaparız.
SAYILARIN YAZIMI
* Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır.
iki yüz
üç yüz altmış beş
*Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
17.30’da
25 kilogram
150 kilometre
*Sayılara getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılır. Getirilen ekler okunuşa uymalıdır.
2’inci 2’nci
1924’de 1924’te
8.’inci 8’inci
YÖNLERİN YAZIMI
*Yön bildiren sözcükler, yer adlarından önce gelirse büyük, sonra gelirse küçük harfle
başlar.
Bu sene Batı Ege oldukça yağışlı olacak.
Ailesiyle Karadeniz’in kuzeyinde bir yere taşınmışlar.
*Yön bildiren sözcükler bir ülke ya da bölgenin yerine kullanılırsa büyük harfle başlar,
gelen ekler kesmeyle ayrılır.
Tıp alanında Batı’yı örnek almalıyız.
Kuşlar batıya göç ediyor.
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Nokta ( . )
*Cümlenin sonuna konur.
Türk Dil Kurumu, 1932 yılında kurulmuştur.
*Bazı kısaltmaların sonuna konur.
Alb. Dr. Yrd. Doç. Prof.
*Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur.
3. II. Mehmet XV. Yüzyıl
*Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca
sonuncu rakamdan sonra nokta konur.
3, 4 ve 7. maddeler XII – XIV. yüzyıllar arasında
*Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:
I. 1. A. a.
*Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
konur.
29.5.1453
**Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce ve
sonra nokta kullanılmaz.
29 Ekim 1923
*Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur.
Tren 09.15’te kalktı. Toplantı 13.00’te başladı.
*Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak
yazılır ve araya nokta konur
1.000 326.197
*Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır.
4.5=20
Virgül ( , )
*Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli
odanın havasında erir gibi oldum.
Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller
*Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
Uyandı,yüzünü yıkadı, giyindi, işe gitmek için evden çıktı.
*Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.
Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini
karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya
gelmişti.
*Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur.
Ece, çok sevdiğim dostum, yarın gidiyor.
*Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur.
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
*Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur.
Muğla’ya yarın gideceğim, dedi.
*Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur.
– Bu akşam Ankara’ya gidiyor musunuz, diye sordu.
*Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.
Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,
– Bu anahtar köşkü de açar, dedi
*Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok,
evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, başüstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden
sonra konur.
Peki, gideriz.
Olur, ben de size katılırım.
Haydi, geç kalıyoruz.
*Cümlede anlam karışıklığını önlemek için kullanılır.
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.
Genç, kadını yanına çağırdı.
*Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Sayın Başkan,
Sevgili Kardeşim,
Değerli Arkadaşım,
*Özne olarak kullanıldıklarında bu, şu, o zamirlerinden sonra konur:
Bu, benim gibi yazarlar için hiç kolay olmaz.
**Metin içinde ve, veya, yahut, ya … ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül
konmaz.
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül!
**Metin içinde -ınca / -ince anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan mı / mi ekinden
sonra virgül konmaz.
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense.
Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın.
**Şart ekinden sonra virgül konmaz.
Babam izin verirse yarın sinemaya gideriz.
Noktalı Virgül ( ; )
*Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur.
Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca
adları verilir.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
*Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
*İkiden fazla eş değer öğeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra
noktalı virgül konabilir.
Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.
İki Nokta ( : )
*Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur.
Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide
Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.
*Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur.
Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim.
*Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur.
Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
Üstten gök çökmedikçe,
alttan yer delinmedikçe
ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?
*Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün…
*Matematikte bölme işareti olarak kullanılır.
56:8=7, 100:2=50
Üç Nokta ( … )
*Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da bu yanı…
*Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime
ve bölümlerin yerine konur.
Arabacı B…’a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını
çeviriyordu.
*Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konur:
… derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı…
*Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını
göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz!
*Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur.
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali… Koca Ali, be!..
*Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır.
— Yabancı yok!
— Kimsin?
— Ali…
— Hangi Ali?
— …
— Sen misin, Ali usta?
— Benim!..
Soru İşareti ( ? )
*Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?
*Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur.
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
*Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için
kullanılır.
Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?)
1496 (?) yılında doğan Fuzuli…
Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş.
Ünlem İşareti ( ! )
*Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin
sonuna konur.
Hava ne kadar da sıcak!
Aşk olsun!
Vah vah!
*Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!

Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
*Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra
yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır.
İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
Kısa Çizgi ( – )
*Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur.
Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil-
mem.
*Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır.
Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu.
*Arasında, ve, ile, ila, …-den …-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar
arasında kullanılır.
Aydın-İzmir yolu
Türk-Alman ilişkileri
Ural-Altay dil grubu
09.30-10.30
**Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz.
Üç beş kişi geldi.
*Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır.
50-20=30
*Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır.
-2 °C
Uzun Çizgi (—)
Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma
çizgisi de denir.
Frankfurt’a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
— Eski şehri gezdin mi?
**Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir.
Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.
İslam Bey — Ben daha ölmedim.
**Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz.
Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:
“Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?”
Tırnak İşareti ( “ ” )
*Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır.
“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.
*Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine alınır.
Bugün öğrenciler “Kendi Gök Kubbemiz” adlı şiiri incelediler.
“Yazım Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.
**Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme işareti
kullanılmaz.
Paulo Chelho’nun “Simyacı”sını okudunuz mu?
Tek Tırnak İşareti ( ‘ ’ )
Tırnak içinde verilen cümlenin içinde yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü,
ibareyi belirtmek için kullanılır.
Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk
Nafiz’in bu güzel şiirini okumaya başladı.
Yay Ayraç (Parantez) ( )
* Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için kullanılır.
Yunus Emre’nin (1240?-1320)…
İmek fiilinin (ek fiil) geniş zamanı şahıs ekleriyle çekimlenir.
*Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak
ve göstermek için kullanılır.
İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam’a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için
bana da anlatın…
*Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır.
Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Mehmet Akif Ersoy)
Köşeli Ayraç (Köşeli Parantez) [ ]
*Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç
kullanılır.
Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum’da
yazmıştır.
Kesme İşareti ( ’ )
Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
Kurtuluş Savaşı’nı
Fatih Sultan Mehmet’e
Mehmet Emin Yurdakul’dan
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’na
**Özel adlara getirilen yapım ekleri ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle
ayrılmaz.
Türkçe
Türkçenin
Müslümanlık
Müslümanlıkta
Avrupalı
Aydınlı

**Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle
ayrılmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisine
Türk Dil Kurumundan
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının
Bakanlar Kurulunun
Danışma Kurulundan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda
*Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur.
TBMM’nin TDK’nin BM’de ABD’de
*Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur.
1985’te 8’inci madde 2’nci kat
*Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için kullanılır.
Bir ok attım karlı dağın ardına
Düştü m’ola sevdiğimin yurduna
İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n’eyleyim (Karacaoğlan)

Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa (Âşık Veysel)
 
Geri
Üst